Bumerang - Yazarkafe

Boşnak Böreği


Boşnak'ların mutfak kültürüne yemeklerine hayran biriyim. Yaptıkları her yemek birbirinden güzel. Bu yemeklerden en meşhuru boşnak böreği bugün blogumda misafir. Bir de benden bu tarifi alın istedim.


Malzemeler
1 kg un
1 silme tatlı kaşığı tuz
ılık su ( un markasına göre su miktarı değişiyor)

İç Harcı İçin

Ben patatesli yaptım fakat peynirli, kıymalı ya da ıspanaklı yapılabilir
3 orta boy patates 
yarım çay bardağı sıvı yağ
birer tutam tuz, karabiber ve pul biber

Yağlamak İçin
150 gr tereyağı
1 çay bardağı sıvıyağ

Nasıl yaptığıma gelirsek:
- Öncelikle 1 kg unu bir  yoğurma kabına alalım. Ortasını açıp tuzu ekleyelim ve ılık sudan ekleyerek yoğurmaya başlayalım. Suyun ılık olması çok önemli çünkü hamurun kolay açılmasını sağlıyor. Yumuşak bir hamur elde ediyoruz. Hamuru bi 5 dakika dinlendirelim ve o sırada yağımızı eritip iç harcımızı hazırlayalım. 


- Hamuru bir kaç parça halinde beze yapalım ve üzerlerine 1 yemek kaşığı kadar yağ kolaylım. İlk bezeyi alalım. Üzerine bolca yağ sürüp elimizle genişletmeye başlıyoruz. Yırtılırsa sorun olmaz çünkü zaten saracağız. Yeterince genişlettikten sonra iç harcımızı koyalım ve resimdeki gibi sarmaya başlayalım. Ben tepsiye yağlı kağıt serdim fakat sermeseniz de olur yeterince yağlı olacağı için tepsiden kolaylıkla ayrılıyor. 
Diğer hamur bezelerini de aynı şekilde yaptıktan sonra fırınımızı ısıtalım ve 190 ya da 200 derecede üzeri kızarana kadar pişirelim. İsterseniz servis ederken üzerine sarımsaklı yoğurt da dökebilirsiniz. Afiyet olsun 




Boşnak'ların mutfak kültürüne yemeklerine hayran biriyim. Yaptıkları her yemek birbirinden güzel. Bu yemeklerden en meşhuru boşnak böreği bugün blogumda misafir. Bir de benden bu tarifi alın istedim.


Malzemeler
1 kg un
1 silme tatlı kaşığı tuz
ılık su ( un markasına göre su miktarı değişiyor)

İç Harcı İçin

Ben patatesli yaptım fakat peynirli, kıymalı ya da ıspanaklı yapılabilir
3 orta boy patates 
yarım çay bardağı sıvı yağ
birer tutam tuz, karabiber ve pul biber

Yağlamak İçin
150 gr tereyağı
1 çay bardağı sıvıyağ

Nasıl yaptığıma gelirsek:
- Öncelikle 1 kg unu bir  yoğurma kabına alalım. Ortasını açıp tuzu ekleyelim ve ılık sudan ekleyerek yoğurmaya başlayalım. Suyun ılık olması çok önemli çünkü hamurun kolay açılmasını sağlıyor. Yumuşak bir hamur elde ediyoruz. Hamuru bi 5 dakika dinlendirelim ve o sırada yağımızı eritip iç harcımızı hazırlayalım. 


- Hamuru bir kaç parça halinde beze yapalım ve üzerlerine 1 yemek kaşığı kadar yağ kolaylım. İlk bezeyi alalım. Üzerine bolca yağ sürüp elimizle genişletmeye başlıyoruz. Yırtılırsa sorun olmaz çünkü zaten saracağız. Yeterince genişlettikten sonra iç harcımızı koyalım ve resimdeki gibi sarmaya başlayalım. Ben tepsiye yağlı kağıt serdim fakat sermeseniz de olur yeterince yağlı olacağı için tepsiden kolaylıkla ayrılıyor. 
Diğer hamur bezelerini de aynı şekilde yaptıktan sonra fırınımızı ısıtalım ve 190 ya da 200 derecede üzeri kızarana kadar pişirelim. İsterseniz servis ederken üzerine sarımsaklı yoğurt da dökebilirsiniz. Afiyet olsun 



Eylül Blanca'dan Tatlı Tuzlu Börek


Herkese merhaba, bugün blogumun ilk konuk yazarını alıyorum. Blogumun ilk misafiri Eylül'ün blogunu ziyaret etmek isterseniz http://eylulblanca.blogspot.com.tr/ buradan bloguna bakabilirsiniz. Bence tam bir ruj uzmanı. Ayrıca yakın zamanda o da yemek tarifleri paylaşacak. Herkesin tarifini istediği böreklerinin tarifini ilk kez benimle paylaştığı için de kendisine teşekkür ederim :) 


Malzemeler
Hazır baklavalık yufka
Burgu peynir
200 Gr kadar helva 

Üzeri için;
Eritilmiş tereyağı 
Pudra şekeri

Yapılışı 

- Hazır baklavalık yufkaları katlanma yerlerinden 2 parçaya keselim. Sadece kullanacağımız kadar baklavalık yufka çıkaralım çünkü yufkalar çok hızlı kuruyor. 
-Daha sonra fırını 170 dereceye getirelim ve börekler hazır olana kadar fırın ısınsın.
- Kestiğimiz yufkanın içine 1 tane burgu peynir ve bir parça helva koyup saralım. 


- Yağlı kağıt üzerine hazırladığımız börekleri koyalım ve tüm börekler bitince üzerine eritilmiş tereyağından sürelim. Baklavalık yufka paketlerinde ortalama 40 dilim kadar yufka olduğu için her yufkadan 2 adet börek çıkacak bu durumda 80 tane börek olacak. Tabi bu kadar böreği kim yiyecek ? :) Dilediğiniz sayıda börek yapıp kalan yufkayı paketine koyup dolapta saklayabilirsiniz. 
Fırına sürdüğümüz börekler 15 dakika içinde pişmiş oluyor ve çıkardıktan hemen sonra üzerine pudra şekeri döküyoruz. 



Eylül'ün tarifi bu şekildeydi. Hızlı pratik ama bir o kadar da lezzetli. Farklı ama çok çok lezzetli tarifi için teşekkür ederim. 
Siz de istediğiniz her konuda konuk yazarım olmak isterseniz mutfaktaemine@gmail.com  adresine mail göndermeniz yeterli.
Sizleri misafir etmeyi çok isterim. 



Herkese merhaba, bugün blogumun ilk konuk yazarını alıyorum. Blogumun ilk misafiri Eylül'ün blogunu ziyaret etmek isterseniz http://eylulblanca.blogspot.com.tr/ buradan bloguna bakabilirsiniz. Bence tam bir ruj uzmanı. Ayrıca yakın zamanda o da yemek tarifleri paylaşacak. Herkesin tarifini istediği böreklerinin tarifini ilk kez benimle paylaştığı için de kendisine teşekkür ederim :) 


Malzemeler
Hazır baklavalık yufka
Burgu peynir
200 Gr kadar helva 

Üzeri için;
Eritilmiş tereyağı 
Pudra şekeri

Yapılışı 

- Hazır baklavalık yufkaları katlanma yerlerinden 2 parçaya keselim. Sadece kullanacağımız kadar baklavalık yufka çıkaralım çünkü yufkalar çok hızlı kuruyor. 
-Daha sonra fırını 170 dereceye getirelim ve börekler hazır olana kadar fırın ısınsın.
- Kestiğimiz yufkanın içine 1 tane burgu peynir ve bir parça helva koyup saralım. 


- Yağlı kağıt üzerine hazırladığımız börekleri koyalım ve tüm börekler bitince üzerine eritilmiş tereyağından sürelim. Baklavalık yufka paketlerinde ortalama 40 dilim kadar yufka olduğu için her yufkadan 2 adet börek çıkacak bu durumda 80 tane börek olacak. Tabi bu kadar böreği kim yiyecek ? :) Dilediğiniz sayıda börek yapıp kalan yufkayı paketine koyup dolapta saklayabilirsiniz. 
Fırına sürdüğümüz börekler 15 dakika içinde pişmiş oluyor ve çıkardıktan hemen sonra üzerine pudra şekeri döküyoruz. 



Eylül'ün tarifi bu şekildeydi. Hızlı pratik ama bir o kadar da lezzetli. Farklı ama çok çok lezzetli tarifi için teşekkür ederim. 
Siz de istediğiniz her konuda konuk yazarım olmak isterseniz mutfaktaemine@gmail.com  adresine mail göndermeniz yeterli.
Sizleri misafir etmeyi çok isterim. 


Dut Reçeli Tarifi






Sizin de bildiğiniz gibi ülkemizde hemen her şeyin reçeli yapılıyor. İlginç olduğu kadar lezzetli olan reçellerden bir kaçı: domates, limon, nar, yeşil erik,patlıcan, kivi ve daha aklıma gelmeyen bir çok şeyle uzar gider bu liste. Bugün çok duyulmasa da lezzetli bir reçel tarifim var size: dut reçeli.

Haziran ayı tam dutun yetiştiği bolca bulunduğu bir ay. Hazır her yerde dut varken reçeli yapalım dedik. 
Yapılışı klasik reçel yapımı gibi. Bire bir ölçüsüyle yapılıyor.

Malzemeler
1 kg dut için 1 kg şeker 
yarım limon

Yapılışı
Dutları yıkadıktan sonra derin bir tencereye alıyoruz, üzerine şekerini döküyoruz ve dilerseniz geceden sabaha kadar dilerseniz de yaklaşık 10 saat kadar şekerle bekledikten sonra ocağa alıyoruz. Kaynamaya başladıktan 10 dk sonra yarım limonun suyunu sıkıp ekliyoruz. Kısık ateşte biraz koyu bir kıvam alana kadar kaynatın daha sonra ocağın altını kapatın ve konserve kutularında uzun süre saklayabilirsiniz Afiyet olsun. 








Sizin de bildiğiniz gibi ülkemizde hemen her şeyin reçeli yapılıyor. İlginç olduğu kadar lezzetli olan reçellerden bir kaçı: domates, limon, nar, yeşil erik,patlıcan, kivi ve daha aklıma gelmeyen bir çok şeyle uzar gider bu liste. Bugün çok duyulmasa da lezzetli bir reçel tarifim var size: dut reçeli.

Haziran ayı tam dutun yetiştiği bolca bulunduğu bir ay. Hazır her yerde dut varken reçeli yapalım dedik. 
Yapılışı klasik reçel yapımı gibi. Bire bir ölçüsüyle yapılıyor.

Malzemeler
1 kg dut için 1 kg şeker 
yarım limon

Yapılışı
Dutları yıkadıktan sonra derin bir tencereye alıyoruz, üzerine şekerini döküyoruz ve dilerseniz geceden sabaha kadar dilerseniz de yaklaşık 10 saat kadar şekerle bekledikten sonra ocağa alıyoruz. Kaynamaya başladıktan 10 dk sonra yarım limonun suyunu sıkıp ekliyoruz. Kısık ateşte biraz koyu bir kıvam alana kadar kaynatın daha sonra ocağın altını kapatın ve konserve kutularında uzun süre saklayabilirsiniz Afiyet olsun. 



Gül Suyu Nasıl Yapılır ?



Belki de gül suyunun faydalarıyla ilgili sayfalarca yazı yazabilirim. Hepimiz gül suyunun faydaları hakkında bilgiye sahibizdir.  Gül suyunun faydalarından maksimum derecede yararlanmak için en doğal ve en doğru yol evde yapacağımız gül suyudur. 


Aslında itiraf etmem gerekirse bu fotoğrafta şişenin içindeki şey bildiğimiz su. Güllerle bir poz alabilmek adına şişenin içine su doldurdum :) 
Gül suyu yapmak biraz fizik biraz da kimyadan yardım alınarak yapılıyor. Hazır mevsim Yaz'ı gösteriyorken etraf güllerle dolmuşken en yakın zamanda gül suyunu yapın derim. Bu gül suyunu yaptıktan sonra "daha önce aldığım sular gül suyu muydu ?"dedim. 
Hazırsanız başlayalım. 

let's cook!!


Malzemeler
5-6 adet gül
Yaklaşık 4 su bardağı su
Biri derin, diğeri normal 2 tabak
Tencere ve kapağı 
Buz ya da buz torbası


Yapılışı


Sırasıyla ve püf noktalarıyla anlatmak gerekirse öncelikle derin bir tencerenin içine bir tabağı ters olarak yerleştirin ve üzerine derin bir kase ya da tabak koyun. 
Tencerenin içine sıcak suyu dökün ve ardından güllerin yapraklarını koparıp tencerenin içerisine atın. Güllerin yalnızca yapraklarını kullanacağız. 
Tencerenin kapağını ters bir şekilde kapatın ve tencerenin içindeki kaseye kapak kesinlikle değmemeli. Aralarında 1 cm bile olsa mesafe kalmalı. Bu yönteme damıtma yöntemi deniliyor. Buharlaşan su tencerenin kapağına gelecek ve tencerenin kapağı ters kapatıldığı için akarak kasenin içinde birikecek. 
Yoğunlaşmayı arttırmak içinse tencerenin kapağına buz koymalıyız. Soğukla çarpışan buhar çok hızlı bir şekilde damlalar halinde tencerenin içine dökülecek. 

Yaklaşık yarım saat kadar kaynadıktan sonra ocağın altını kapattım. Üzerindeki buzlarda eridiği için onları bir bez yardımıyla aldım. Kapağın üzerindeki buz sularının gül suyumuza karışmamasına çok dikkat edin. 


Bu minik şişelere doldurdum ve 2 minik şişe oldu. Ayrıca bu şişeleri ben Gratis'ten almıştım. 

Yaptığınız gül sularını isterseniz yemeklerde isterseniz de cilt bakımınızda tonik olarak, temizleyici olarak kullanabilirsiniz. Gül suyu emin olun ki piyasadaki en iyi toniktir. 
Ramazan ayının gelmesine de günler kala aklıma gül kokulu tatlı güllaç geliyor. Güllaçlarda da bu gül suyunu kullanabilirsiniz. 

Dışarıda satılanlar gibi gül kokuyor. Rengi pembe ve sarı arasında oluyor. İlla kırmızı gül kullanmaya gerek yok her renk güllerle gül suyu yapabilirsiniz. Kolay gelsin :)



Belki de gül suyunun faydalarıyla ilgili sayfalarca yazı yazabilirim. Hepimiz gül suyunun faydaları hakkında bilgiye sahibizdir.  Gül suyunun faydalarından maksimum derecede yararlanmak için en doğal ve en doğru yol evde yapacağımız gül suyudur. 


Aslında itiraf etmem gerekirse bu fotoğrafta şişenin içindeki şey bildiğimiz su. Güllerle bir poz alabilmek adına şişenin içine su doldurdum :) 
Gül suyu yapmak biraz fizik biraz da kimyadan yardım alınarak yapılıyor. Hazır mevsim Yaz'ı gösteriyorken etraf güllerle dolmuşken en yakın zamanda gül suyunu yapın derim. Bu gül suyunu yaptıktan sonra "daha önce aldığım sular gül suyu muydu ?"dedim. 
Hazırsanız başlayalım. 

let's cook!!


Malzemeler
5-6 adet gül
Yaklaşık 4 su bardağı su
Biri derin, diğeri normal 2 tabak
Tencere ve kapağı 
Buz ya da buz torbası


Yapılışı


Sırasıyla ve püf noktalarıyla anlatmak gerekirse öncelikle derin bir tencerenin içine bir tabağı ters olarak yerleştirin ve üzerine derin bir kase ya da tabak koyun. 
Tencerenin içine sıcak suyu dökün ve ardından güllerin yapraklarını koparıp tencerenin içerisine atın. Güllerin yalnızca yapraklarını kullanacağız. 
Tencerenin kapağını ters bir şekilde kapatın ve tencerenin içindeki kaseye kapak kesinlikle değmemeli. Aralarında 1 cm bile olsa mesafe kalmalı. Bu yönteme damıtma yöntemi deniliyor. Buharlaşan su tencerenin kapağına gelecek ve tencerenin kapağı ters kapatıldığı için akarak kasenin içinde birikecek. 
Yoğunlaşmayı arttırmak içinse tencerenin kapağına buz koymalıyız. Soğukla çarpışan buhar çok hızlı bir şekilde damlalar halinde tencerenin içine dökülecek. 

Yaklaşık yarım saat kadar kaynadıktan sonra ocağın altını kapattım. Üzerindeki buzlarda eridiği için onları bir bez yardımıyla aldım. Kapağın üzerindeki buz sularının gül suyumuza karışmamasına çok dikkat edin. 


Bu minik şişelere doldurdum ve 2 minik şişe oldu. Ayrıca bu şişeleri ben Gratis'ten almıştım. 

Yaptığınız gül sularını isterseniz yemeklerde isterseniz de cilt bakımınızda tonik olarak, temizleyici olarak kullanabilirsiniz. Gül suyu emin olun ki piyasadaki en iyi toniktir. 
Ramazan ayının gelmesine de günler kala aklıma gül kokulu tatlı güllaç geliyor. Güllaçlarda da bu gül suyunu kullanabilirsiniz. 

Dışarıda satılanlar gibi gül kokuyor. Rengi pembe ve sarı arasında oluyor. İlla kırmızı gül kullanmaya gerek yok her renk güllerle gül suyu yapabilirsiniz. Kolay gelsin :)

Kolay Cake Pops Yapımı




Yeniden merhaba Cake Pops'u duymayan denemeyen kaldı mı ? Bugün gelen misafirlerimiz için yaklaşık yarım saatte kolay cake pops yaptım. Çok beğenilince de bloga eklemeye karar verdim. 

Vereceğim tariften ortalama 40-45 adet cıkıyor. 

Malzemeler 

  • 500 gr. Bayat kek ya da kakaolu hazır kek 
  • 200 gr. süt kreması
  • 80 gr. çikolata
  • 1 yemek kaşığı Nutella

  • Üzeri için 
    • 80 gr. çikolata
    • 1 tatlı kaşığı tereyağ 
    Yapılışı

    - Öncelikle kekleri elimizle tamamen parçalayıp kırıntı görünümünde olsun. 
    - Ocakta kremayı ısıtalım ve kaynama kıvamına yaklaşınca içerisine 80 gr. Çikolatayı parçalayıp ekleyelim, tamamen eriyene kadar karıştıralım. 
    - Kekin üzerine krema ve çikolata karışımını döküp 1 yemek kaşığı kadar da Nutella ekleyelim. 
    - Biraz sıcak olacağı için yaklaşık 5 dakika bekleyip yoğuralım. 
    - Yağlı kağıt serdiğimiz tepsiye ceviz büyüklüğünde yuvarladığımız kekleri koyup dolaba koyalım ve 10 dakika kadar dolapta dinlendirelim. 
    - Kekler dolapta dinlenirken kalan çikolatayı benmari usulü eritelim ve içine tereyağını ekleyelim. 
    - Dolaptan çıkardığımız kekleri çikolataya batıralım ve tekrar yağlı kağıt üzerine alıp dolapta 5 dakika kadar dinlendirelim. Eğer eritilmiş çikolata arttıysa çikolatayla desen verelim. İsterseniz farklı renk şeker süslemeleriyle de süsleyebilirsiniz. 


    Bir daha ki sefere renk renk ve lolipop çubuklarına batırarak yapacağım. Ayrıca cake pops hamurunun yapılışını da anlatacağım beni takip etmeye devam edin. Sevgilerimle :)





    Yeniden merhaba Cake Pops'u duymayan denemeyen kaldı mı ? Bugün gelen misafirlerimiz için yaklaşık yarım saatte kolay cake pops yaptım. Çok beğenilince de bloga eklemeye karar verdim. 

    Vereceğim tariften ortalama 40-45 adet cıkıyor. 

    Malzemeler 

    • 500 gr. Bayat kek ya da kakaolu hazır kek 
    • 200 gr. süt kreması
    • 80 gr. çikolata
    • 1 yemek kaşığı Nutella

    • Üzeri için 
      • 80 gr. çikolata
      • 1 tatlı kaşığı tereyağ 
      Yapılışı

      - Öncelikle kekleri elimizle tamamen parçalayıp kırıntı görünümünde olsun. 
      - Ocakta kremayı ısıtalım ve kaynama kıvamına yaklaşınca içerisine 80 gr. Çikolatayı parçalayıp ekleyelim, tamamen eriyene kadar karıştıralım. 
      - Kekin üzerine krema ve çikolata karışımını döküp 1 yemek kaşığı kadar da Nutella ekleyelim. 
      - Biraz sıcak olacağı için yaklaşık 5 dakika bekleyip yoğuralım. 
      - Yağlı kağıt serdiğimiz tepsiye ceviz büyüklüğünde yuvarladığımız kekleri koyup dolaba koyalım ve 10 dakika kadar dolapta dinlendirelim. 
      - Kekler dolapta dinlenirken kalan çikolatayı benmari usulü eritelim ve içine tereyağını ekleyelim. 
      - Dolaptan çıkardığımız kekleri çikolataya batıralım ve tekrar yağlı kağıt üzerine alıp dolapta 5 dakika kadar dinlendirelim. Eğer eritilmiş çikolata arttıysa çikolatayla desen verelim. İsterseniz farklı renk şeker süslemeleriyle de süsleyebilirsiniz. 


      Bir daha ki sefere renk renk ve lolipop çubuklarına batırarak yapacağım. Ayrıca cake pops hamurunun yapılışını da anlatacağım beni takip etmeye devam edin. Sevgilerimle :)


      Niğde Çöreği




      Yeniden merhaba,  Mart ayında Niğde'ye gittiğimizde fırına girip çörek yapmıştık hem güzel hem de lezzetli olan bu deneyimimi size bol fotoğraflı şekilde anlatacağım. Okurken burnunuza fırından yeni çıkmış çörek kokusu gelmesi dileğiyle :)






      Öncelikle tarif ya da ölçü vermeden bu çöreklerin nasıl yapıldığını bahsedeceğim. Her yörenin kendine has ekmekleri vardır, kimi tandırda kimi sac tavada kimi de kuyulara ateş yakılarak duvarlarına yapıştırılarak pişirilir. Her birinin de kendine özel tadı vardır. 
      Niğde'de pişirilen ekmeklere çörek ismi veriliyor ve ekmek pişirilen yere de fırın deniyor. Fırınlar 2 bölümlü evler gibi. Bir bölümünde fırını yakmak için kullanılıyor, diğer bölümünde de hamurlar parça parça alınıyor ve fırınlanıp pişiriliyor. 


      İşte iki odalı fırının ilk bölümü, genelde saman ve çalı çırpı yakılarak fırın güzelce ısıtılıyor.


      Fırın bir defa yakılıyor ve ekmekler sürüldükten sonra ateşin közü çörekleri pişiriyor. Fırın yanmışken sadece çörek değil güveçte yemekler, tepside kek ya da börek de pişiriliyor. 


      Fırının ekmek sürülen bölümünden. Bu ateş fırın taşlarını tamamen ısıtacak ve kor haline gelen ateş sayesinden ekmekler yanmadan güzelce pişecek. 



      Fırın yandıktan sonra ucunda ıslak bir bez sarılı sopayla siliniyor ki is ve toz ekmek hamurlarına yapışmasın. 


      Yaklaşık 180 cmlik kocaman tahta kaşığa benzer bir kaşıkla ekmek hamurları fırın taşının içine gönderiliyor ve ağzı demir bir kapakla kapatılıyor. 




      Pişen çörekler yine aynı büyük kaşığa benzeyen yörede"kürek" adını verilen tahtalarla alınıyor.
      Çörek hamuru un, süt, tuz, maya ve peynir suyundan oluşuyor. Daha yumuşak olması için çiğ patates rendesi de katanları görmüştüm. Kıvamına gelirken çok cıvık bir hamur oluyor. Hamurlar portakaldan biraz daha büyük parçalar halinde tezgahın üzerine temiz bir bez üzerine alınıyor ve elle yayılıp üzerine de süt, yumurta ve çörek otu karışımı sürülüyor. 



      İşte fırından çıkmış sıcağı el yakan mis kokulu çörekler...


      Fırının 2 tezgahı var. Fırının hamur sürülen yerine yakın olan tezgahta hamur bezeleri alınıyor ve diğer uçtaki tezgahlara da pişen ekmekler diziliyor. 





      Bir defada 100 tane de çörek yapılsa derin dondurucularda saklanırsa aylarca taze taze tüketilebilir. 


      Biz o gün peynirli çörekler de yapmıştık. Peynirlisi, kıymalısı, patateslisi. yumurtalısı, otlusu, sucuklusu ve daha bir çok çeşidi yapılıyor. Keşke dedim, keşke ninelerimiz tüm bu malzemeleri ayrı ayrı çöreklerde değil de bir tanesinde kullansaydı da pizzanın ana vatanı Niğde olsaydı. Kısmet diyorum fakat pizza kadar ünlü olmasa da ondan daha lezzetli olduğu gerçek. Bir gün yolunuz Niğde2ye özellikle de Kayırlı Kasabası'na düşerse yanan bir fırının önünde durun. Misafirperver, gönlü bol insanımız size o çöreklerden ikram etmeden sizi bırakmaz. 
      Memleketin her yerinde öyle güzel yemekler var ki  duam ileriki yıllarda bu geleneklerin devam etmesi. Fırınlardan çıkan dumanın, etrafa yayılan mis gibi çörek kokusunun hiç bitmemesi...

      Sevgilerimle




      Yeniden merhaba,  Mart ayında Niğde'ye gittiğimizde fırına girip çörek yapmıştık hem güzel hem de lezzetli olan bu deneyimimi size bol fotoğraflı şekilde anlatacağım. Okurken burnunuza fırından yeni çıkmış çörek kokusu gelmesi dileğiyle :)






      Öncelikle tarif ya da ölçü vermeden bu çöreklerin nasıl yapıldığını bahsedeceğim. Her yörenin kendine has ekmekleri vardır, kimi tandırda kimi sac tavada kimi de kuyulara ateş yakılarak duvarlarına yapıştırılarak pişirilir. Her birinin de kendine özel tadı vardır. 
      Niğde'de pişirilen ekmeklere çörek ismi veriliyor ve ekmek pişirilen yere de fırın deniyor. Fırınlar 2 bölümlü evler gibi. Bir bölümünde fırını yakmak için kullanılıyor, diğer bölümünde de hamurlar parça parça alınıyor ve fırınlanıp pişiriliyor. 


      İşte iki odalı fırının ilk bölümü, genelde saman ve çalı çırpı yakılarak fırın güzelce ısıtılıyor.


      Fırın bir defa yakılıyor ve ekmekler sürüldükten sonra ateşin közü çörekleri pişiriyor. Fırın yanmışken sadece çörek değil güveçte yemekler, tepside kek ya da börek de pişiriliyor. 


      Fırının ekmek sürülen bölümünden. Bu ateş fırın taşlarını tamamen ısıtacak ve kor haline gelen ateş sayesinden ekmekler yanmadan güzelce pişecek. 



      Fırın yandıktan sonra ucunda ıslak bir bez sarılı sopayla siliniyor ki is ve toz ekmek hamurlarına yapışmasın. 


      Yaklaşık 180 cmlik kocaman tahta kaşığa benzer bir kaşıkla ekmek hamurları fırın taşının içine gönderiliyor ve ağzı demir bir kapakla kapatılıyor. 




      Pişen çörekler yine aynı büyük kaşığa benzeyen yörede"kürek" adını verilen tahtalarla alınıyor.
      Çörek hamuru un, süt, tuz, maya ve peynir suyundan oluşuyor. Daha yumuşak olması için çiğ patates rendesi de katanları görmüştüm. Kıvamına gelirken çok cıvık bir hamur oluyor. Hamurlar portakaldan biraz daha büyük parçalar halinde tezgahın üzerine temiz bir bez üzerine alınıyor ve elle yayılıp üzerine de süt, yumurta ve çörek otu karışımı sürülüyor. 



      İşte fırından çıkmış sıcağı el yakan mis kokulu çörekler...


      Fırının 2 tezgahı var. Fırının hamur sürülen yerine yakın olan tezgahta hamur bezeleri alınıyor ve diğer uçtaki tezgahlara da pişen ekmekler diziliyor. 





      Bir defada 100 tane de çörek yapılsa derin dondurucularda saklanırsa aylarca taze taze tüketilebilir. 


      Biz o gün peynirli çörekler de yapmıştık. Peynirlisi, kıymalısı, patateslisi. yumurtalısı, otlusu, sucuklusu ve daha bir çok çeşidi yapılıyor. Keşke dedim, keşke ninelerimiz tüm bu malzemeleri ayrı ayrı çöreklerde değil de bir tanesinde kullansaydı da pizzanın ana vatanı Niğde olsaydı. Kısmet diyorum fakat pizza kadar ünlü olmasa da ondan daha lezzetli olduğu gerçek. Bir gün yolunuz Niğde2ye özellikle de Kayırlı Kasabası'na düşerse yanan bir fırının önünde durun. Misafirperver, gönlü bol insanımız size o çöreklerden ikram etmeden sizi bırakmaz. 
      Memleketin her yerinde öyle güzel yemekler var ki  duam ileriki yıllarda bu geleneklerin devam etmesi. Fırınlardan çıkan dumanın, etrafa yayılan mis gibi çörek kokusunun hiç bitmemesi...

      Sevgilerimle

      PELİZE



      Bilenleriniz var mıdır Pelizeyi ? Bazı yörelerde palize, bazı yörelerde palaze denilen bu tatlıya Niğde'de "Pelize" adı verilmiş ve yöresel tatlılarından biridir. Pelize önce Selçukluların sonra da Osmanlı saray mutfağının önemli tatlılarından biriymiş. Günümüzde bilen tadan çok az olan bu tatlıyı unutulmasın gelecek nesillerde de belki bilen eden birileri olur diye yazmak istedim. 

      Çocuklara pekmez yedirmenin en güzel halidir Pelize. İçine ekstradan şeker konulmaması da cabası. 



      Görünüş olarak çikolatalı pudinge benzese de içinde onun gibi katlı maddeleri ve şeker yok. Doğal, besleyici ve bir o kadar da lezzetli olan bu tatlının bu kadar az bilinmesi biraz üzücü. 
      Deneyin, ikram edin, tüketin efenim. 
      Nasıl yapacağımıza gelirsek ben aşağıdaki ölçülerden 4 kase pelize elde ettim ama siz küçük kaseler kullanarak 6-8 kişilik yapabilirsiniz

      MALZEMELER
      • 2 su bardağı üzüm pekmezi
      • 3 su bardağı su 
      • 8 yemek kaşığı un 
      YAPILIŞI
      • Öncelikle pekmezle unu güzelce çırpıyoruz. Zamanında çatalla çırpılırmış ama biz teknolojinin nimetlerinde faydalanıp mikserle çırpıyoruz. Un tamamen kaybolduktan sonra bir kaşıkla yavaş yavaş karıştırıp suyunu ekliyoruz.

      • Karıştırırken çektiğim bu fotoğraftaki gibi karamel rengi pişmeye başladıkça çikolata rengine dönecek. 
      • Kısık ateşte sürekli hızlı hızlı karıştırmanız gerek. Aksi taktirde altına tutabilir. 


      • Pelize pişmeye başladıkça topak topak olacak o topaklanmalar sizi korkutmasın zaten bir kaç dakika sonra topaklanmalar karıştırdıkça kaybolacak. 
      • Topaklanmalar kaybolunca ocağın altını kapatın ve kaselere pay edin işte bu kadar basit.

      Üzerini süslerken kullandığım şey görünüş olarak bademe benzese de badem değil, kayısı çekirdeği. Niğde de hemen herkesin bağlarında bahçelerinde kayısı ağacı vardır ve tatlı kayısıları eline çekiç alıp kırmayan mı var. Bu nedenle ceviz fındık gibi şeylerle değil de o çok sevdiğimiz kayısı çekirdeğiyle süsledim. Zaten kayısı çekirdeği kadar yakışacak başka bir kuruyemiş yok bu tatlıya. 
      Kayısı çekirdeğini artık aktarlarda rahatça bulabiliyorsunuz. 

       
      Soldaki badem, sağdaki kayısı çekirdeği. Görüldüğü gibi bademin yavrusu gibi. Kayısı çekirdekleri tatlı ve acı olmak üzere 2 çeşit oluyor. Hodayı cinsi olan kayısı çekirdekleri acı oluyor ve ilaç sanayisinde kullanılıyor. Ayrıca kayısı çekirdeğinin kanseri engellediği söyleniyor. Malatya ülkemizin en az kanser vakası görülen ili olması da bu bilgiyi kanıtlar nitelikte. Tabi her şeyin fazlasının zarar olduğunu söylemekte fayda var. Fazla yersek karın ağrısı, mide bulantısı ve cırcır yapabilir. 

      Son olarak eklemek istediğim şey kültürümüzün yemeklerine sahip çıkalım. Belki şimdi olmasa bile ilerleyen yıllarda fast- food yemekleri kültürümüze hızla giriyor ve bir çok yemeğimiz zamanla unutulup gidecek. Bu kötülüğü gelecek nesillere yapmayalım. Mutfak kültürümüze sahip çıkalım. 
      sevgilerimle...




      Bilenleriniz var mıdır Pelizeyi ? Bazı yörelerde palize, bazı yörelerde palaze denilen bu tatlıya Niğde'de "Pelize" adı verilmiş ve yöresel tatlılarından biridir. Pelize önce Selçukluların sonra da Osmanlı saray mutfağının önemli tatlılarından biriymiş. Günümüzde bilen tadan çok az olan bu tatlıyı unutulmasın gelecek nesillerde de belki bilen eden birileri olur diye yazmak istedim. 

      Çocuklara pekmez yedirmenin en güzel halidir Pelize. İçine ekstradan şeker konulmaması da cabası. 



      Görünüş olarak çikolatalı pudinge benzese de içinde onun gibi katlı maddeleri ve şeker yok. Doğal, besleyici ve bir o kadar da lezzetli olan bu tatlının bu kadar az bilinmesi biraz üzücü. 
      Deneyin, ikram edin, tüketin efenim. 
      Nasıl yapacağımıza gelirsek ben aşağıdaki ölçülerden 4 kase pelize elde ettim ama siz küçük kaseler kullanarak 6-8 kişilik yapabilirsiniz

      MALZEMELER
      • 2 su bardağı üzüm pekmezi
      • 3 su bardağı su 
      • 8 yemek kaşığı un 
      YAPILIŞI
      • Öncelikle pekmezle unu güzelce çırpıyoruz. Zamanında çatalla çırpılırmış ama biz teknolojinin nimetlerinde faydalanıp mikserle çırpıyoruz. Un tamamen kaybolduktan sonra bir kaşıkla yavaş yavaş karıştırıp suyunu ekliyoruz.

      • Karıştırırken çektiğim bu fotoğraftaki gibi karamel rengi pişmeye başladıkça çikolata rengine dönecek. 
      • Kısık ateşte sürekli hızlı hızlı karıştırmanız gerek. Aksi taktirde altına tutabilir. 


      • Pelize pişmeye başladıkça topak topak olacak o topaklanmalar sizi korkutmasın zaten bir kaç dakika sonra topaklanmalar karıştırdıkça kaybolacak. 
      • Topaklanmalar kaybolunca ocağın altını kapatın ve kaselere pay edin işte bu kadar basit.

      Üzerini süslerken kullandığım şey görünüş olarak bademe benzese de badem değil, kayısı çekirdeği. Niğde de hemen herkesin bağlarında bahçelerinde kayısı ağacı vardır ve tatlı kayısıları eline çekiç alıp kırmayan mı var. Bu nedenle ceviz fındık gibi şeylerle değil de o çok sevdiğimiz kayısı çekirdeğiyle süsledim. Zaten kayısı çekirdeği kadar yakışacak başka bir kuruyemiş yok bu tatlıya. 
      Kayısı çekirdeğini artık aktarlarda rahatça bulabiliyorsunuz. 

       
      Soldaki badem, sağdaki kayısı çekirdeği. Görüldüğü gibi bademin yavrusu gibi. Kayısı çekirdekleri tatlı ve acı olmak üzere 2 çeşit oluyor. Hodayı cinsi olan kayısı çekirdekleri acı oluyor ve ilaç sanayisinde kullanılıyor. Ayrıca kayısı çekirdeğinin kanseri engellediği söyleniyor. Malatya ülkemizin en az kanser vakası görülen ili olması da bu bilgiyi kanıtlar nitelikte. Tabi her şeyin fazlasının zarar olduğunu söylemekte fayda var. Fazla yersek karın ağrısı, mide bulantısı ve cırcır yapabilir. 

      Son olarak eklemek istediğim şey kültürümüzün yemeklerine sahip çıkalım. Belki şimdi olmasa bile ilerleyen yıllarda fast- food yemekleri kültürümüze hızla giriyor ve bir çok yemeğimiz zamanla unutulup gidecek. Bu kötülüğü gelecek nesillere yapmayalım. Mutfak kültürümüze sahip çıkalım. 
      sevgilerimle...


      Detoks Suyu Nedir? Detoks Suyu Tarifleri ? Kilo Vermedeki Etkileri



      Yeniden merhaba, Yaz mevsimi kapıya dayandı herkesin dilinde bir detoks suyu lafı dolanıyor. Nedir bu detoks suyu? 
      Detoks suyu: vücudumuzda biriken toksinlerden kurtulurken hem bedenimizi dinlendiren hem de içtiğimiz suyun alkali seviyesini yükselterek kilo vermeye yardımcı sudur. 
      Detoks suyunu evdeki malzemelerle kolayca hazırlayabiliriz. 
      Su içemeyenlerin işini de kolaylaştıracak, lezzetli hale getirecek. 



      Detoks suyunun mantığı çok basit aslında, meyve ve sebzeli suları gün içerisinde tüketerek hem alkali hem de bol su içerek kilo vermeyi hem desteklemek hem de vücudumuza büyük bir iyilik yapmak. 




      1-  Blueberry, limon ve ısırgan otu: Blueberry  (yaban mersini) yaklaşık 1 avuç, 3 dilim limon ve bir kaç yaprak ısırgan otunu eğer ısırgan otu istemezseniz yerine naneyi bir sürahiye alın ve üzerine 1,5 litre su ekleyin. Geceden dolaba koyun ve sabah çıkarıp buz ekleyerek gün boyunca tüketin. 




      2- Limon, çilek ve nane: 8-10 tane çileği, 1 tane limonu dilimleyin ve 2 dal naneyi de ekleyin. Üzerine 2 litre kadar su ekleyip soğuk olarak tüketin. 


      3- Elma , kabuk tarçın, çilek, ananas ve limon: İster hepsini bir arada kullanın isterseniz de ayrı ayrı kombin yapın. Her haliyle lezzetli ve faydalı. Soğuk tüketmeyi unutmuyoruz tabi :)


      4-  Salatalık, limon ve maydanoz: Geceden hazırlayacağınız bu suya kabuk tarçın ekleyerek leziz bir su elde edebilirsiniz. Maydanoz yerine dereotu ya da nane de çeşitlilik katacaktır. 


      Aslında suyun mantığı çok basit, geceden 1,5-2 litre suyun içine meyve ve yeşilliklerden koy ve ertesi gün sabah o suyu akşam yatana kadar tüket. Size fikir vermesi bakımından bir kaç fotoğraf daha ekliyorum. 



      Buz kalıplarına nane, limon, çilek, blueberry, ananas, böğürtlen, ahududu gibi meyveler eklenip dondurularak suların ya da meyve sularının içine atılarak hem görünüm hem tat olarak hoş buzlar yapabilirsiniz.









      Son olarak her konuda olduğu gibi detoks suları konusunda da doktorunuza danışın. Sevgiler...


      İnstagram: emine_mutfakta



      Yeniden merhaba, Yaz mevsimi kapıya dayandı herkesin dilinde bir detoks suyu lafı dolanıyor. Nedir bu detoks suyu? 
      Detoks suyu: vücudumuzda biriken toksinlerden kurtulurken hem bedenimizi dinlendiren hem de içtiğimiz suyun alkali seviyesini yükselterek kilo vermeye yardımcı sudur. 
      Detoks suyunu evdeki malzemelerle kolayca hazırlayabiliriz. 
      Su içemeyenlerin işini de kolaylaştıracak, lezzetli hale getirecek. 



      Detoks suyunun mantığı çok basit aslında, meyve ve sebzeli suları gün içerisinde tüketerek hem alkali hem de bol su içerek kilo vermeyi hem desteklemek hem de vücudumuza büyük bir iyilik yapmak. 




      1-  Blueberry, limon ve ısırgan otu: Blueberry  (yaban mersini) yaklaşık 1 avuç, 3 dilim limon ve bir kaç yaprak ısırgan otunu eğer ısırgan otu istemezseniz yerine naneyi bir sürahiye alın ve üzerine 1,5 litre su ekleyin. Geceden dolaba koyun ve sabah çıkarıp buz ekleyerek gün boyunca tüketin. 




      2- Limon, çilek ve nane: 8-10 tane çileği, 1 tane limonu dilimleyin ve 2 dal naneyi de ekleyin. Üzerine 2 litre kadar su ekleyip soğuk olarak tüketin. 


      3- Elma , kabuk tarçın, çilek, ananas ve limon: İster hepsini bir arada kullanın isterseniz de ayrı ayrı kombin yapın. Her haliyle lezzetli ve faydalı. Soğuk tüketmeyi unutmuyoruz tabi :)


      4-  Salatalık, limon ve maydanoz: Geceden hazırlayacağınız bu suya kabuk tarçın ekleyerek leziz bir su elde edebilirsiniz. Maydanoz yerine dereotu ya da nane de çeşitlilik katacaktır. 


      Aslında suyun mantığı çok basit, geceden 1,5-2 litre suyun içine meyve ve yeşilliklerden koy ve ertesi gün sabah o suyu akşam yatana kadar tüket. Size fikir vermesi bakımından bir kaç fotoğraf daha ekliyorum. 



      Buz kalıplarına nane, limon, çilek, blueberry, ananas, böğürtlen, ahududu gibi meyveler eklenip dondurularak suların ya da meyve sularının içine atılarak hem görünüm hem tat olarak hoş buzlar yapabilirsiniz.









      Son olarak her konuda olduğu gibi detoks suları konusunda da doktorunuza danışın. Sevgiler...


      İnstagram: emine_mutfakta

      Mide Küçülten, Kilo Vermeye Yardımcı Çorba



      Herkese merhaba, malumunuz  yaz kapıda. Yaz demek düğün demek, deniz demek, kum demek, güneş demek. He bir de kıştan kalan fazla kilolar demek. Midenizi küçültecek kilo vermeye yardımcı olacak bir çorba tarifim var. Baştan söylemeliyim ki diğer tariflerim gibi lezzetli olduğunu düşünmüyorum belki de benim damak tadıma hitap etmiyor. Fakat kilo vermeye ve iştah kapatmaya olan etkisine 10 puan veriyorum. 
      Öğle ve akşam yemeklerinde koca bir kase dolusu içip yanında da ister salata ister yoğurt tüketerek tartıyla aranızda barış ilan edebilirsiniz. 

      Sizi daha fazla bekletmeden tarifi vereyim :)



      Malzemeler
      1 orta boy kabak
      1 orta boy soğan
      1 orta boy patates
      1 tane yeşil biber
      Yarım demetten daha az maydanoz
      Yarım demetten daha az dereotu
      1 tane küçük havuç 
      1 çay bardağı karabuğday eğer bulamazsanız esmer bulgur onu da bulamazsanız normal bulgur
      1 yemek kaşığı zeytinyağı
      1 tatlı kaşığı pul biber 
      ve dilediğiniz diğer baharatlar ve biraz tuz



      Yapılışı
      Karabuğday haricindeki tüm malzemeleri bir tencereye alın ve üzerini 1 parmak geçecek kadar su koyup biraz tuz atın. Yarım saat kadar kısık ateşte pişirin ve içine karabuğdayı ya da bulguru atıp 3 dakika kadar pişirin. Blender ile tüm malzemeleri ezin üzerine pul biberi atın ve dilerseniz sevdiğiniz diğer baharatları da ekleyin. 

      Afiyet olsun, sevgiler...


      İnstagram: emine_mutfakta


      Herkese merhaba, malumunuz  yaz kapıda. Yaz demek düğün demek, deniz demek, kum demek, güneş demek. He bir de kıştan kalan fazla kilolar demek. Midenizi küçültecek kilo vermeye yardımcı olacak bir çorba tarifim var. Baştan söylemeliyim ki diğer tariflerim gibi lezzetli olduğunu düşünmüyorum belki de benim damak tadıma hitap etmiyor. Fakat kilo vermeye ve iştah kapatmaya olan etkisine 10 puan veriyorum. 
      Öğle ve akşam yemeklerinde koca bir kase dolusu içip yanında da ister salata ister yoğurt tüketerek tartıyla aranızda barış ilan edebilirsiniz. 

      Sizi daha fazla bekletmeden tarifi vereyim :)



      Malzemeler
      1 orta boy kabak
      1 orta boy soğan
      1 orta boy patates
      1 tane yeşil biber
      Yarım demetten daha az maydanoz
      Yarım demetten daha az dereotu
      1 tane küçük havuç 
      1 çay bardağı karabuğday eğer bulamazsanız esmer bulgur onu da bulamazsanız normal bulgur
      1 yemek kaşığı zeytinyağı
      1 tatlı kaşığı pul biber 
      ve dilediğiniz diğer baharatlar ve biraz tuz



      Yapılışı
      Karabuğday haricindeki tüm malzemeleri bir tencereye alın ve üzerini 1 parmak geçecek kadar su koyup biraz tuz atın. Yarım saat kadar kısık ateşte pişirin ve içine karabuğdayı ya da bulguru atıp 3 dakika kadar pişirin. Blender ile tüm malzemeleri ezin üzerine pul biberi atın ve dilerseniz sevdiğiniz diğer baharatları da ekleyin. 

      Afiyet olsun, sevgiler...


      İnstagram: emine_mutfakta

      Kolay Pasta



      Çok çok acele yapmanız gereken bir pasta varsa size sadece 15 dakikanızı alacak bir pasta tarifim var.




      Malzemeler

      1 paket çilekli krem şanti
      1 tane hazır pasta tabanı
      1 çay bardağı damla çikolata
      1 su bardağı süt
      1 su bardağı su
      yarım su bardağı şeker
      ve üzeri için çikolata cips

      Yapılışı 

      Bir cezveye 1 su bardağı suyu ve yarım su bardağı şekeri döküp 4 -5 dakika kadar kaynatalım. 
      krem şantiyi 1 su bardağı sütle çırpalım ve eğer koyu olursa biraz daha süt ekleyelim.
      pasta tabanının önce altını şekerli suyla ıslatalım içini biraz krem şanti sürüp damla çikolataları atalım ve sonra üstüne şekerli sudan döküp üzerine kapatıp krem şanti ile kaplayalım. En sona da çikolata cipslerle süsleyip dolapta 1 saat kadar dinlendirip tüketelim. Ertesi güne kalsa bile herhangi bir bayatlama olmaz. Afiyet olsun..



                                            instagram: emine_mutfakta



      Çok çok acele yapmanız gereken bir pasta varsa size sadece 15 dakikanızı alacak bir pasta tarifim var.




      Malzemeler

      1 paket çilekli krem şanti
      1 tane hazır pasta tabanı
      1 çay bardağı damla çikolata
      1 su bardağı süt
      1 su bardağı su
      yarım su bardağı şeker
      ve üzeri için çikolata cips

      Yapılışı 

      Bir cezveye 1 su bardağı suyu ve yarım su bardağı şekeri döküp 4 -5 dakika kadar kaynatalım. 
      krem şantiyi 1 su bardağı sütle çırpalım ve eğer koyu olursa biraz daha süt ekleyelim.
      pasta tabanının önce altını şekerli suyla ıslatalım içini biraz krem şanti sürüp damla çikolataları atalım ve sonra üstüne şekerli sudan döküp üzerine kapatıp krem şanti ile kaplayalım. En sona da çikolata cipslerle süsleyip dolapta 1 saat kadar dinlendirip tüketelim. Ertesi güne kalsa bile herhangi bir bayatlama olmaz. Afiyet olsun..



                                            instagram: emine_mutfakta

      Wet n Wild Nutty ve Brulee Tekli Farlar | Ürün Yorumları #4

            
            Herkese yeniden merhaba, bugün bloguma sizlerle tanışmak için gelen 2 uygun fiyatlı farı misafir edeceğim. Wet n Wild markasına ait bu iki tekli far hem uygun fiyatlı olmalarıyla, hem pigmentasyonlarıyla hem de herkese yakışabileceğini düşündüğüm ürünler. 




      Özellikle Wet n Wild Brulee çok amaçlı kullanılabilen bir far. Bu farlar benim Wet n Wild markasında en sevdiğim ürünler. 6,50 TL fiyatıyla da gayet uygunlar. 

                   


                                                    Wet n Wild Nutty 
      Adından da anlaşılacağı gibi fındık rengi bir far. Lakin Ben tam olarak böyle olduğunu düşünmüyorum. 



      Pakette göründüğü rengi gözde daha farklı renkte duruyor. Tabi henüz renkleri güzelce gösteren bir fotoğraf makinem olmadığı için elimdeki swatchlarıyla göstereceğim. 


      tek kat uygulanmış bazsız hali
      İçerisinde yansımalar olduğu için tek başına bile çok uğraşılmış göz makyajı görüntüsü elde edilebilir. Nutty diğer Wet n Wild farlarına göre çok az tozutuyor. Baz kullanmasam bile göz kapaklarımda 4-5 saat rahatlıkla dayanıyor. Baz kullandığım zamanlarda sabah yaptığım makyaj akşama kadar yerinde tüm güzelliğiyle kalıyor. 


      gün ışığında görünümü

      Bu farın güzel taraflarından biri de hem ıslak hem kuru kullanılması. 


      Kuru ve ıslak kullanımı 

      Günlük kullanıma uygun sür ve çık bu farın beğenmediğim yönlerine gelirsek ambalajı tüm Wet n Wild ürünlerinde olduğu gibi çok dandik. 1,7 gramlık bir ürün olduğu için kolaylıkla bitirebilirsiniz. 

      Ve son olarak Wet n Wild -Nutty Mac Satin Taupe fara muadil (dupe) olarak gösteriliyor. 




      Wet N Wild Brulee

      Wet N Wild'in en çok satan farı Brulee imiş. Her yerde sayfa sayfa yorumunu bulabileceğiniz kemik farı bir de benden dinlemenizi isterim. 





      Kemik rengi tamamen mat bir far. Aslında biraz abartıldığını düşünüyorum. Çoğu makyaj paletinde bu tarz ten rengi mat farlar zaten bulunuyor. 
      Tüm göz kapağına uygulayıp o damarlı görünümü aldıktan sonra üzerine bir eyeliner çekip doğal bir makyaj görünümü yakalayabilirsiniz. 

      1.7 gr. olan bu ürünü bitirmekte hiç de zorlanmayacaksınız. Kaş altına, tüm göz kapağına, göz pınarlarına ve göz altı kapatıcısını sabitlemek için kullanılan bir ürün. 
      Brulee'i ben genellikle göz kapağımdaki damarlı görünümü almak için kullanıyorum. Ayrıca baz rengi olarak kullandığımda renklerin birbiriyle daha iyi karıştığını fark ettim. 

      Bazsız ve tek kat uygulanmış hali


      Yapısı oldukça kremsi ve pigmentli. Ve kötü yanı ne derseniz ambalajı ve fazlaca tozutması derim. Bazla kullanılırsa rahat 7 saat göz kapağınızda kalır. Yaz aylarında sadece bu far ve eyeliner ile günlük makyajınızı yapabilirsiniz. 

      Brulee de Nutty gibi bir Mac fara muadil olarak gösteriliyor. Mac Brule ve Wet n Wild Brulee far birbirlerine çok benziyorlarmış lakin ten rengi mat farlar zaten çoğu markada bulunuyor. Hepside üç aşağı beş yukarı aynı. 


      Bol görselli bu yazı umarım sizin için faydalı olmuştur. Wet n Wild markasını ülkemizde Gratis'lerde bulabilirsiniz. Bir sonraki yazıda buluşmak dileğiyle. Sevgiler...
            
            Herkese yeniden merhaba, bugün bloguma sizlerle tanışmak için gelen 2 uygun fiyatlı farı misafir edeceğim. Wet n Wild markasına ait bu iki tekli far hem uygun fiyatlı olmalarıyla, hem pigmentasyonlarıyla hem de herkese yakışabileceğini düşündüğüm ürünler. 




      Özellikle Wet n Wild Brulee çok amaçlı kullanılabilen bir far. Bu farlar benim Wet n Wild markasında en sevdiğim ürünler. 6,50 TL fiyatıyla da gayet uygunlar. 

                   


                                                    Wet n Wild Nutty 
      Adından da anlaşılacağı gibi fındık rengi bir far. Lakin Ben tam olarak böyle olduğunu düşünmüyorum. 



      Pakette göründüğü rengi gözde daha farklı renkte duruyor. Tabi henüz renkleri güzelce gösteren bir fotoğraf makinem olmadığı için elimdeki swatchlarıyla göstereceğim. 


      tek kat uygulanmış bazsız hali
      İçerisinde yansımalar olduğu için tek başına bile çok uğraşılmış göz makyajı görüntüsü elde edilebilir. Nutty diğer Wet n Wild farlarına göre çok az tozutuyor. Baz kullanmasam bile göz kapaklarımda 4-5 saat rahatlıkla dayanıyor. Baz kullandığım zamanlarda sabah yaptığım makyaj akşama kadar yerinde tüm güzelliğiyle kalıyor. 


      gün ışığında görünümü

      Bu farın güzel taraflarından biri de hem ıslak hem kuru kullanılması. 


      Kuru ve ıslak kullanımı 

      Günlük kullanıma uygun sür ve çık bu farın beğenmediğim yönlerine gelirsek ambalajı tüm Wet n Wild ürünlerinde olduğu gibi çok dandik. 1,7 gramlık bir ürün olduğu için kolaylıkla bitirebilirsiniz. 

      Ve son olarak Wet n Wild -Nutty Mac Satin Taupe fara muadil (dupe) olarak gösteriliyor. 




      Wet N Wild Brulee

      Wet N Wild'in en çok satan farı Brulee imiş. Her yerde sayfa sayfa yorumunu bulabileceğiniz kemik farı bir de benden dinlemenizi isterim. 





      Kemik rengi tamamen mat bir far. Aslında biraz abartıldığını düşünüyorum. Çoğu makyaj paletinde bu tarz ten rengi mat farlar zaten bulunuyor. 
      Tüm göz kapağına uygulayıp o damarlı görünümü aldıktan sonra üzerine bir eyeliner çekip doğal bir makyaj görünümü yakalayabilirsiniz. 

      1.7 gr. olan bu ürünü bitirmekte hiç de zorlanmayacaksınız. Kaş altına, tüm göz kapağına, göz pınarlarına ve göz altı kapatıcısını sabitlemek için kullanılan bir ürün. 
      Brulee'i ben genellikle göz kapağımdaki damarlı görünümü almak için kullanıyorum. Ayrıca baz rengi olarak kullandığımda renklerin birbiriyle daha iyi karıştığını fark ettim. 

      Bazsız ve tek kat uygulanmış hali


      Yapısı oldukça kremsi ve pigmentli. Ve kötü yanı ne derseniz ambalajı ve fazlaca tozutması derim. Bazla kullanılırsa rahat 7 saat göz kapağınızda kalır. Yaz aylarında sadece bu far ve eyeliner ile günlük makyajınızı yapabilirsiniz. 

      Brulee de Nutty gibi bir Mac fara muadil olarak gösteriliyor. Mac Brule ve Wet n Wild Brulee far birbirlerine çok benziyorlarmış lakin ten rengi mat farlar zaten çoğu markada bulunuyor. Hepside üç aşağı beş yukarı aynı. 


      Bol görselli bu yazı umarım sizin için faydalı olmuştur. Wet n Wild markasını ülkemizde Gratis'lerde bulabilirsiniz. Bir sonraki yazıda buluşmak dileğiyle. Sevgiler...

      Halley Kutusundan Makyaj Organizer Yapımı | Diy

      Severek yediğimiz Halley'in kutusundan makyaj organizeri yapmaya ne dersiniz ? Karmaşık bir çekmeceyi biraz düzenleyebilmek, aradığınızı kolayca bulmak için organizer almak şart değil. Zaten çok da kolay bulunmuyor. 




      Yapımı gayet basit olan bu organizere siz de çok kullandığınız ürünleri koyabilirsiniz. Ben bir bölümüne kalemleri koydum fakat oraya fırçalar da çok yakışacaktır. Dayanıklı olduğunu da söylemeliyim. Aylardır kullanıyorum. Yapacak olanlara şimdiden kolay gelsin :)
      Severek yediğimiz Halley'in kutusundan makyaj organizeri yapmaya ne dersiniz ? Karmaşık bir çekmeceyi biraz düzenleyebilmek, aradığınızı kolayca bulmak için organizer almak şart değil. Zaten çok da kolay bulunmuyor. 




      Yapımı gayet basit olan bu organizere siz de çok kullandığınız ürünleri koyabilirsiniz. Ben bir bölümüne kalemleri koydum fakat oraya fırçalar da çok yakışacaktır. Dayanıklı olduğunu da söylemeliyim. Aylardır kullanıyorum. Yapacak olanlara şimdiden kolay gelsin :)
      Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
       

      EMİNE MUTFAKTA COPYRIGHT©2015. TÜM HAKLARI SAKLIDIR. WEB TASARIM:BELLA DESIGN